"İÇTE SAĞLIK DIŞTA GÜZELLİK"

Strese Bağlı Saç Dökülmesi

KALICI MI? GERİ DÖNÜŞÜ MÜMKÜN MÜ?

Saç dökülmesi hayati bir durum olmamasına rağmen, pek çok kadın ve erkek için hayat kalitesini belirgin şekilde etkileyen ciddi psikolojik etkilere sahip olabilmektedir. Depresyon, anksiyete, öfke kontrolü sorunları, tükenmişlik, düşük özgüven, okul ya da iş performansında düşüklük saç dökülme sorunu yaşayan kişilerin uzmanlara bildirdiği geri dönüşler arasındadır.

Öte yandan yaşanan psikolojik sıkıntılar ve stres de saç dökülmesini ciddi anlamda tetikleyebilmektedir.

Saçlarımızı vücudumuzdan ayrı düşünmek mümkün değil, onlar da vücudumuzun bir parçası; bizler nasıl besleniyorsak, ne kadar uyuyorsak, ne yaşıyorsak hepsi saçlarımıza da yansır. Belirli bir büyüme döngüsüne sahip olduğu için genelde etkilerin gözlenmesi birkaç ayı bulabilir. Yani bir hastalık, yoğun bir üzüntü, trafik kazası gibi travmatik bir olaydan birkaç ay sonra ciddi saç dökülmesi yaşanabilir.

Şubat ayında büyük bir deprem felaketiyle karşılaştık. Milyonlarca vatandaşımız bu acıyı bizzat yaşadı, ateş düştüğü yeri yaktı ama geri kalan milyonlar da ikincil olarak etkilendi. Anksiyete, depresyon tanıları giderek arttı ve maalesef artacak. Negatif etkiler zaman içinde saçlarımızda da daha çok fark edilmeye başlayacak.

Stres kaynaklı saç dökülmesi; psikolojik ya da fiziksel strese maruz olan kişilerde gözlediğimiz ve çoğunlukla tedavi edebildiğimiz bir durum. Saçların büyüme, gerileme, dinlenme, dökülme gibi fazları bulunur. Normal şartlarda saçların yaklaşık %10-15’i telojen (dinlenme) fazındadır. Ancak aşırı stresli durumlarda ise telojen faza geçen saç köklerinin sayısında artış olur. Saçların hızla telojen faza geçişine “telogen effluvium”denir. Bu durumda saç köklerinin uyarılarak tekrar büyüme fazına geçişi desteklenmelidir çünkü bazen bu durum kalıcı hale gelebilir.

Benim benimsediğim ve önerdiğim tedavi ise “bütüncül yaklaşım”. Saç tedavilerinde bütüncül yaklaşım olur mu demeyin. Tıbbın her dalında başarılı uzun soluklu sonuçlar için artık bütüncül yaklaşımlar olmazsa olmaz hale geldi.

Peki saç tedavilerinde bütüncül yaklaşım nedir? İşe nedenleri araştırarak başlamaktır, kan ve idrar tetkiklerini yapmaktır, saçları ağızdan ya da damar yolundan alınan takviyeler ile vücut içinden desteklemektir, minimal invaziv dediğimiz direkt saç köklerinin bulunduğu derinin orta tabakasına etki eden klinik işlemlerden yararlanmaktır, kişiye göre tedavi planı oluşturmaktır, sadece sağlık kuruluşlarında değil danışanların evde de kendi başlarına uygulayacağı ödevler vermektir, günlük alışkanlıkları değiştirmektir, tek yönlü tedaviler yerine çok yönlü tedavileri benimsemektir.

Olaylara da bütüncül bakabildiğimiz güzel günlere uyanmak dileğiyle..